Sorgulamanın olmadığı bir dünya düşünün. Çocuklarımızın “Neden?” ve “Niçin?” sorularını bir daha sormadığını hayal edin. Bu durumun onların geleceği için ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Çocukken hiç düşünmekten çekindiğiniz bir an oldu mu? Ya da ilk neyi sorguladığınızı hatırlıyor musunuz?

Belki de hepimizin en çok sorduğu sorular, 4 yaş civarında “Neden?” ile başlar. Ancak bu merak dolu çocuklar, 6 yaşına geldiklerinde bu soruları yavaş yavaş azalmaya başlar. Zamanla, çevresinde gördüğü her şeyi sorgulamak yerine olduğu gibi kabul eden bireyler haline geliriz. Peki bu değişim neden oluyor? Ve biz buna nasıl engel olabiliriz?

Türkiye’de eğitim sistemine getirilen en büyük eleştirilerden biri, çocukların öğrenmeye olan isteksizliğidir. Bunun bir diğer uzantısı da çocukların okula gitmek istememeleridir. Peki, bu kadar temel bir sorun karşısında neler yapıyoruz?

Bir çocuk “Hastayım.” dediğinde, aileler hemen harekete geçer ve doktora götürür. “Üzgünüm.” dediğinde, onu mutlu etmenin yollarını ararız. Ancak bir çocuk “Okulda mutsuzum.” dediğinde, çoğu zaman bir çözüm üretmeyiz. Oysa bu durum, onların öğrenmeye olan ilgisini, yaşamdan keyif alma becerilerini ve en önemlisi potansiyellerini keşfetmelerini engeller.

Çocukların anlam arayışları, yaşadığı dünyayı ve evreni tanıyarak başlar. Maria Montessori bunu şöyle ifade eder:
“Evrene dair bir anlayış kazanan çocuk, dünyada kendi yerini ve sorumluluğunu da keşfeder.”
Eğer çocuklara bu anlayışı geliştirme fırsatı verilmezse, ileride potansiyellerini açığa çıkarmakta zorlanabilir ve kendilerini önemsiz ya da başarısız hissedebilirler. Carl Sagan’ın dediği gibi:
“Biz yıldız tozuyuz. Evreni anlamak, kendi kökenimizi anlamaktır.”

Okulu Seven Çocukların Ortak Özelliği: Sorgulamak!

Peki, okulu seven çocukların en temel özelliği nedir? Cevap basit: Sorgulamak!
Merak etmek, soru sormak, kendini ifade etme özgürlüğü ve en önemlisi heyecanlarının peşinden gitme cesareti.

New York’ta çalıştığım son dört yıl içinde, “zor” olarak tanımlanan pek çok öğrenciyle karşılaştım. Ancak hepsinde değişmeyen bir şey vardı: Öğrenme sevgisi ve araştırma tutkusu. Bu, eğitimciler için bir ilham kaynağı. Geçen yıl sınıfımdaki çocuklara bir anket yaptım ve “Unutamadığınız bir anı anlatır mısınız?” diye sordum. Çoğu, öğrendikleri bir şeyin onlara verdiği mutluluğu paylaştı.

Bunun gibi küçük anekdotlar, sorgulamanın ve öğrenme tutkusunun ne kadar güçlü bir motivasyon olduğunu gösteriyor. Ancak Montessori sınıflarında olmayan çocuklar için bile sorgulayan, düşünen ve merak eden bireyler yetiştirmek mümkün.

Canlıların Yaşam Şeridi: Merak İçin Bir Araç

Bazen küçük gibi görünen bir materyal, bir çocuğun hayatında büyük bir kıvılcım yaratabilir. Bu yüzden Montessori müfredatında kullanılan hikayelere hayranım. Çünkü bu hikayeler, çocukların zihinlerinde merak kıvılcımı yakan ve onları yaşam boyu sorgulamaya teşvik eden bir eğitim yaklaşımının parçasıdır.

Son üç yıldır, Montessori müfredatını evde ya da okulda deneyimleyen çocukların gelişimlerine dair birçok geri dönüş aldım. Bu ilhamla, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Kozmik Eğitim materyalleri üretimine başladım.

Canlıların Yaşam Şeridi, bu materyaller arasında en dikkat çekeni. Hayatın milyarlarca yıl boyunca geçirdiği evrimi görsel ve somut bir şekilde sunan bu materyal, çocuklara yaşamın başlangıcından günümüze kadar olan süreci kavrama ve canlılar arasındaki bağlantıları anlama fırsatı veriyor.

2025: Merak ve Öğrenme Sevgisiyle Dolu Bir Yıl

Dilerim 2025 yılında daha fazla çocuk öğrenmekten keyif alır ve ürettiğim materyaller onların yaşamında anlamlı bir farkındalık oluşturur.

Çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük hediye, öğrenme ve merak tutkusudur.
Eğer siz de çocuklarınızın sorgulayan ve düşünen bireyler olmasını istiyorsanız, Canlıların Yaşam Şeridi’ni keşfetmeye davet ediyorum. Birlikte geleceğin büyük düşünürlerini yetiştirebiliriz!